Bir kalbi açmaktan daha tehlikeli bir şey
Bir kalbin çeperlerine dokunmaktan daha tehlikeli
Bir kalbe kulağını dayamaktır, işitmeyen kulağını
İnsan insanın kalbine dokunamazdı
Nerede zemzem ırmaklarını akıtmak oraya
Yolculuğun şartı, yıkanmış bir kalp
Merdivenin şartı, melekli bir gece
Gecenin şartı, yıldızlar arasında bir burak
Başkasına parlamazdı her sokakta bir parça ay
Serilmezdi başkasına her tezgâhta ipek bir şal
Kara fötr şapkalı adamlar dolaşsın diye değil
Beytülmakdis’in sokaklarında susatsın diye değil
Cennet vadilerinden süt, yıldız salkımlarından şarap
Nasıl beklerse bir melek öyle bekliyor
Alnının değdiği toprak bire bin versin bekliyor
Dağlar kızıl kelebekler uçuşmadan bekliyor
Günebakanlar eğsin başını, güneş secdede bal
İki rekât iki âlem, iki kap iki âlem
Merdiven kaç basamak, bekliyor.
Sütü seçtin incir denizleri dalgalandı, hu Allah
Şaraba tuz atıp sirkeye bandın, hu Allah
Semalar divanda, nebiler el pençe, hu Allah
Âdem, İsa, Yusuf, İdris, Harun, Musa, İbrahim
Selam, selam üstüne serveriyle aşkın, hu Allah
Dinle kalemlerin sesi geliyor yürüdükçe kâğıtta.
Tekbir getirmeye görsün Muhammed Mustafa
Tekbir getirir yer gök ay bir kez daha bölünür
Enbiya saf tutar, nur kesilir Mescid-i Aksa
Taş olsa da hissiz kalmaz gitmek ister peşinden
Dur demese, O’nunla birlikte yükselecekti
Ya ben, boşluktaki ben, ey sahra-i muallak
A. Ali Ural