Sezai Karakoç Nereye Adım Atsa Yeşeriyor

Ali Ural’ın dünyasında Sezai Karakoç ne ifade ediyor?

Sezai Karakoç mısralarıdır âb-ı hayatı modern Türk şiirinin. On üç sağnak yağmurla toprağa toprak olduğunu hatırlatmıştır, şiire şiir olduğunu. Bahar sağnağı, ateş sağnağı, gölge sağnağı, geometri sağnağı, akış sağnağı ki bu sağnak “Geceleyin âbıhayat için millet yolculuğu”dur aynı zamanda. Dirilişi hayatın bütün alanlarına ark ark taşımaktır. Sağanaklar böyle devam eder on üç şiir kitabı boyunca.“Dosta düşmana karşı bir iyi konuş”muştur. Tutunacağı yeri bilmiştir çünkü. Dahası tutunsun diye şairler maziye, yeniler alıp satmıştır söz çarşısında. “Yenici” demeden kendisine yapmıştır bunu. Siz kaçıncı yenisiniz ey şairler, onun sağnak yağmurları hiç kesilmedi. Bir damla karışsaydı kanınıza âb-ı hayattan, bütün mısralarınız yenilenirdi. Adı diriliş olurdu belki de yeninin. Aynı isimdeki şiiri şöyle başlardı: “Yeniden başlamak yazma sanatına/ Kat kat olup açılmak gök katına…”

Sezai Karakoç, nereye adım atsa yeşeriyor. Göğe bile. Hızır ahlâkıyla yaşadı çünkü. Medeniyet dediyse, Medine’nin peygamberine bir armağan olarak verildiğini bildiğindendir. İstanbul dediyse, o şehri peygamberi işaret ettiğinden. Hem yıllarca yaşamıştır o şehri, o şehirde yaşamak hüner değil. “Dünyadan daha dünya ahiretten ahiret/Bir kent ki benzer divan şairi kasidelerine” dediği şehrin taşlarına geçmiştir adeta resmi. Ona göre İstanbul yalnız İstanbul değil, “bir kılıçtır Doğu’dan Batı’ya uzanıp/ Çin ipeğinden örülmüş şeytan kozasını bölen/ Darbeleriyle Batı çeliğini lime lime eden/ O Tanrı’nın kılıç halindeki hilali/İslam ruhunun kristalleşmiş heykeli”dir. “İçimin sesi rüyamın öfkesi merhametimin şehri” mısraıyla konumunu belirlemiştir onun. İstanbul’un konumu medeniyetimizin de konumudur çünkü. Bütün kalplere Sezai Karakoç imzalı düşmüş, sorumluluk şairden çıkmıştır. Kim bundan sonra İstanbul’u bulmakta zorluk çekerse bilsin ki birleyen değil tekleyen kalbindendir.

Söğüt Dergisi, 13. sayı, Ocak-Şubat 2022

Site Altbilgisi